“Bu yapının Manisa’da örgütlenmesine ben engel oldum”

“HUMEYNİ GİBİ GELECEĞİNİ SÖYLEDİM”

“Anladım. Oradaki bazı insanların çok sert olduklarını gözlemledim. Yani aşırı sertlikler, öyle dervişvari bir hareketin veyahut da gönüllüler hareketi denilenin, gönüllüler olmadıklarını ve bir gün sertliğe meyal olduklarını gözlemledim. Türkiye döndükten sonra da bu yapıyla ilgili uyarılarımı yaptım. Önceleri görünen kısmı ile alkışladığım görünen yapıyla ilgili uyarılarda bulundum partinin bazı yetkililerine. Sonra da 17-25 aralık olmadan önce de Vatan Gazetesi’ne bir röportaj verdim. ‘Kimse devlete sahip olmaya, kimse devleti ele geçirmeye çalışmasın’ dedim. 17-225 Aralık sonrası televizyonlarda, Abdulkadir Selvi gibi insanlara röportajlar vererek, Humeyni gibi geleceğini söyledim. 5-10 milyon kişinin İstanbul’da karşılayacağını, itiraz edenlerin de kimilerinin telefonlarının dinleneceğini, kimilerine şantaj yapılacağını, kimilerinin ortadan kaldırılacağını söyleyerek, böyle tehlikeli bir yapı var, kimse sandığın üstünde değildir, kimse millet iradesinin üzerinde değildir diyerek bunlarla mücadeleye başladım.

“BÜROKRASİDE ÖRGÜTLENMESİNE MÂNİ OLDUM”

İkinci dönem milletvekilliğimde zaten benim milletvekili olmamam için parti içerisinde müthiş bir mücadele verdiler Manisa’da. Çünkü ben bu yapının Manisa’da örgütlenmesine mâni oldum. Bürokraside örgütlenmesine mâni oldum. Kötü olmayalım ama bilelim ki bunlar Manisa’yı yönetmek istiyorlar, yönettirmeyelim Manisa’yı siyasetçiler yönetsin dedim. Ve mücadelem de hep devam etti ama 17-25 sonrası ise başkaları oraya destek verdi. Mesela, ‘Ne istiyorsunuz bu yaşlı başlı hoca efendiden’ diyen insanlar oldu. Ama ben her zaman karşı çıktım çünkü anladım devleti ele geçirme çalışması yapıyorlar. Ele geçirtmemek lazım. Zaten 15 Temmuz’da da bir darbe girişiminde bulundular. 17-25 Aralık’tan sonra 15 Temmuz’a kadar o mücadele verilmemiş olsa, bunlar darbeyi başarırlardı.