Faruk Bildirici: “Sessiz BİP’lemeler” yürürlükte
İzel Çelik- Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel blogunda yayınladığı yazısında, televizyonlarda artık bütün argo sözcüklerin yok olmasını ve BİP’leme yerine “Sessiz BİP’leme” yönteminin yaygınlaşmasını ele aldı. Sözcük düzeyindeki sınırlamalar olağanlaştığı için RTÜK’ün sansürünün artık otosansüre dönüştüğünü ifade eden Bildirici ,”Otosansür bir kez başlamaya görsün, kapsama alanı giderek daha da genişliyor” ifadelerini kullandı.

“BİP” SESİ ARTIK NADİREN DUYULUYOR”
Televizyonlarda hemen her programda sık duyulan BİP sesinin artık nadiren duyulduğunu ifade eden Bildirici, “Birkaç gün boyunca taradım sadece Gülse Birsel’in TV2’de 20 Eylül akşamı yayımlanan “Yalan Dünya” dizisinde Tülay karakterinin kendisine asılan Çağatay Koçtuğ’u azarlarken söylediği bir cümlenin BİP’lendiğini duydum. Çoğu yayıncı BİP sesi eklemeyi tercih etmiyor. Nedeni de RTÜK’ün hışmına uğramamak! Aslında BİP’lemeler, RTÜK’ün giderek yoğunlaşan sansür girişimlerini protesto etmek ve bütün bu baskılara rağmen yaratılan tiplemeleri doğal haliyle aktarabilmek için sık başvurulan bir yöntemdi” ifadelerini kullandı.
“BİP SESİ ARTTIKÇA İZLEYİCİLER RAHATSIZ OLDU”
RTÜK kurullarına uymak için senaristlerin yazdığı “BİP” sesinin izleyicileri rahatsız ettiğini ifade eden Bildirci, “Senaristler daha senaryoyu yazarken “BİP sesi” diye uyarı ifadesi koyuyorlardı metne. Fakat “BİP sesi” arttıkça hem izleyiciyi rahatsız ediyor, kulakları tırmalıyordu; hem de son derece masum sözcükler bile “BİP sesi” ile izleyici tarafından küfür olarak algılanıyordu. İzleyiciler, çoğu zaman oyuncuların dudaklarını okuyarak BİP’lenen sözcükleri anlayabiliyor, bazen de “Ezel” dizisinde Kerpeten Ali’nin sunturlu küfürlerinin duyulması gibi vukuatlar oluyordu. Ama sonuçta senaristler, karakterleri canlandırabilmek için BİP sesinden de yararlanmış oluyor ve hem de RTÜK’ün sansürünü deliyorlardı” ifadelerini kullandı.
“BİP SESİNİN YERİNİ “SESSİZ BİP”’LER ALDI”
“BİP”’lemelerden rahatsız olan RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya’nın açıklamalarının ardından “BİP” seslerinin giderek azaldığını belirten Bildirici,” RTÜK, Haziran 2017’de 11 televizyonu cezalandırırken BİP’lemelerle ilgili de televizyonlara “genel ahlak” ile “milli ve manevi değerler” uyarısında bulunmayı ihmal etmedi. Bir de “BİP’lemelerden rahatsızlık açıkça dile getirildi: “Üst Kurul, … çeşitli şekillerde ‘bip’leme ve ima yoluyla küfürlü ifadeleri çağrıştıracak yayın içeriklerine aynı şekilde müeyyide uygulamayı sürdürecektir.” Bu uyarıya rağmen BİP’lemeler aynı yoğunlukta devam edince dönemin RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya, “BİP’lemelerin tadı tuzu kaçtı” açıklamasını yaptı. Yerlikaya’nın bu sözleri, medyada “Dizilerdeki BİP’lemeler RTÜK’ün takibinde” ve “RTÜK’ten BİP’lemelere yaptırım geliyor” diye haber oldu. Ardından televizyonlardaki diziler, filmler ve hatta yarışma programlarındaki BİP sesleri giderek azaldı ve bugün artık BİP sesinin yerini “sessiz BİP’ler aldı. En fazla gündüz saatlerinde yayımlanan reality show’larda uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
“ GÜLSE BİRSEL: ESPRİLERDE ÖZGÜR OLANA KADAR DİJİTALE YAZACAĞIM”
RTÜK’ten ceza almamak için televizyon yöneticileri, program sunucuları ve dizi senaristlerinin “Sessiz BİP’ler’in de mümkün olduğunca az yapması için baskı yapıldığını ve bu durumunda senaristlerin, senaryo yazma özgürlüklerini kısıtladığını ifade eden Bildirici, “Sessiz BİP’lemeleri” ve bu durumun senaryo yazarken ve karakterleri oluştururken getirdiği zorlukları, oyuncu ve senarist Gülse Birsel’e sorduğunu ifade etti. BİP’lemelerin yerini “Sessiz BİP’leme”lerin almasını değerlendiren Birsel, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Açıkçası ‘Jet Sosyete’yi tv kanalından dijital platforma geçirmemizin iki sebebinden biri buydu. TV minütajlarının 160-170 dakikalara çıkması ve son dönemlerde Jet Sosyete’deki ‘Salak’, ‘Ulan’ gibi masum kelimelerin bile kesilmesi. Düğün sahnesinde bardakların buzlanmasından filan bahsetmiyorum bile.”
“Dijitalde, PUHU parasız ve açık bir platform olmasına rağmen biraz daha rahat ettik. Ancak dizi dijitalde rekor izlenince, iki bölüm tek bölüm haline getirilip sonra Star TV’de de yayımlandı. Güzel bir başarıydı bu ama diziyi TV’den seyredenler dijitaldeki haline göre pek çok sessiz replikle karşılaştılar.”
“ Bu kanalın hatası değil elbette. Şu anki sessiz biplemeler kanalların RTÜK’ten ceza almamak için mecburen yapıyorlar bildiğim kadarıyla. Kanal yöneticisi kanalı cezadan korumaya çalışıyor, çünkü sorumluluk onda, ama ceza alanı genişledikçe tabii sessiz bipleme ne olur ne olmaz prensibiyle artıyor.”
“ Kendi hesabıma artık 1) rekor uzunluk 2) repliklerde, esprilerde özgür olamama sebebiyle, yani bu iki şart değişmedikçe dijital platformlara yazmayı tercih edeceğim.”
“RTÜK SANSÜRÜ OTOSANSÜRE DÖNDÜ”
RTÜK’ün sansürünün artık otosansüre dönüştüğünü ifade eden ve artık televizyonlarda kaba bir sözcüğün bile duyulmadığını belirten Bildirici,” Bir iki sözcük üzerinden verilen bu tür cezalara sürekli yenilerinin eklenmesi RTÜK cezalarının sürekli tartışılmasına neden oluyor. Ama eğlence, yarışma programları, filmler ve dizilerdeki sansür, sessizce kabullenilmiş durumda. Gülse Birsel gibi bu durumu kabul etmeyen senaristler ve yapımcılar da dijitale kayıyor. Sözcük düzeyindeki sınırlamalar olağanlaştığı için de RTÜK’ün sansürü artık otosansüre dönüşmüş durumda. Otosansür bir kez başlamaya görsün, kapsama alanı giderek daha da genişliyor. Sadece küfürler olsa iyi, televizyonlardaki eğlence programlarında, dizilerde ve filmlerde argo ya da tek bir kaba sözcük bile duyulmuyor. Sanırsınız dizilerdeki bütün karakterler iyi aile çocuğu! Gerçek hayatta da insanlar çok kibar, hiçbiri argo kullanmıyor, küfür de etmiyor!” ifadelerini kullandı.