“Kanal İstanbul “ben yaptım” demek için yapılmış siyasal bir stratejinin ürünüdür”

Armağan Çağlayan’ın YouTube’de yayınlan programı OvsO’ya bu hafta Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ve Prof. Dr. Gültekin Uysal konuk oldu. İkilinin programda Kanal İstanbul’a yönelik açıklamaları gündem oldu.

Prof Dr. Gültekin Uysal Kanal İstanbul projesinin yapılmaması gerektiğini ifade ederek projenin yeterince tartışılmadığına vurgu yaptı. Uysal’ın konuşmalarından satır başları şöyle:

“TÜRKİYE  BU PROJEYİ YETERİNCE TARTIŞAMADI”

Kanal İstanbul projesi yapılmamalı. Türkiye zaten bu projeyi yeterince tartışamadı. Ne etki analizi yaparak ne ekoloji, finans, hukuk, hiçbir aşamasında demokratik bir tartışma zemini olmadı. Bütün bu maliyetleriyle hesap ettiğinizde deyim yerindeyse “attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmeyecek” bir şekildeyiz. Bugün gündemde olan özellikle Marmara Denizi’nin adeta bir çöplüğe dönüşmüş olması yani müsilaj dediğimiz olay açısından da baktığımızda bu felaketin daha da artma riskiyle karşı karşıya olacağı bir proje olarak nitelendiriyoruz.

“İSTANBUL BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ”

“Kanal İstanbul’a itiraz etmemizde ki en temel argümanımız şu;  nüfus çoğunluğu çok fazla. Deprem riski var. Topyekûn bir değerlendirme yaptığımızda ekolojik, finans, hukuk, açısından değerlendirdiğimizde Türkiye’nin öncelikleri arasında böyle bir projeni olmaması gerektiği kanaatindeyiz. Zaten şuan da İstanbul’un kaldırabileceği nüfusun fazlası mevcut. Bu durumun ekolojik dengeyi daha kötü hale getireceği kanaatindeyim. İstanbul bu yükü taşıyamaz. “

“SAYIN BAKANDA İNANMADIĞI BİR ŞEY SÖYLÜYOR”

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun “Kanal İstanbul Marmara’da ki müsilajı temizleyecek” sözleri üzerine cevap veren Prof. Dr. Gültekin Uysal, “Bu cümleye sayın bakandan başka inanan yok. Zaten sayın bakan da inanmadığı bir şeyi söylüyor. Mustafa Öztürk’ün açıklamaları var. Onlara bakarlarsa verileri çok net görebilirler. Verilerde müsilajın daha da artacağı yönünde ifadeler var. Marmara’yı bir havuz olarak değerlendirirsek bu kapatmanın bir zehrin akmasını, kentsel, biyolojik atıkların bu havuza girmesini kesintiye uğratmaktır. Bir yandan da doğanın kendini yenilemesi için topyekûn bir programlama yapılması lazım. 2007 yılından beri bu salya görülmekte ancak bu zamana kadar ertelenmiş. TBMM’de farklı siyasi partilerin araştırma önergeleri var ancak kayıtsız kalınmış. Bugünde bir inatlaşma uğruna ,”ben yaptım” demek için yapılmış bir siyasal stratejinin ürünüdür Kanal İstanbul projesi.

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ise Kanal İstanbul projesinin yapılması gerektiğini belirterek raporlara bakıldığında bilimsel bir itirazın olmadığını vurgu yaptı. Ilıcalı’nın konuşmalarından satır başları şöyle:  

“KANAL İSTANBUL’A İTİRAZ EDENLER, OKUMADAN İTİRAZ EDİYORLAR”

“ Şuan kanal İstanbul konusu tartışılıyor olabilir ancak öyle bir zaman gelecek ki bu konu hiç tartışılmayacak. O dönemde yapılması gereken en önemli proje olacak. Kanal İstanbul’un birçok araştırması yapıldı. 200’den fazla uzmandan yararlanıldı. Raporlara baktığımızda bilimsel bir itiraz yok. İtiraz edenler okumadan, fikir sahibi olmadan itiraz ediyorlar. Bu üzücü, rahatsız edici bir durum. Olaya siyasi bakılıyor. Bir parti bu işi destekliyorsa bende desteklerim desteklemiyorsa ben buna karşıyım deniliyor. Bu milli bir meseledir. Ülkenin milli çıkarları açısından bakılır ve ona göre karar verilir. Kanal İstanbul’un yararlı olduğunu 3 ana başlıkta sıralıyorum. 1. Güvenlik açısından 2. Ekonomik açısından 3. Strateji açısından. Bunlara baktığımızda bu projenin çok önemli olduğunu gösteriyor.”