Kanser eşini güldürmek için kedi resimleri çiziyordu… Şizofrenisi çizimlerini değiştirdi

Louis Wain, karısını güldürmek için kedi resmi yaparak başladığı sanat hayatına, şizofreni hastalığına yakalanıp kedileri fraktalvari ve kaleydoskopik çizerek devam etti. Kedi tablolarından çok kedi tablolarının evrimiyle tanındı.
1860–1930 yılları arasında yaşayan İngiliz ressam ve grafiker Louis Wain, eşiyle mutlu mesut yaşarken en değerli varlığı, eşi, meme kanserine yakalandı. Eşiyle ortak zaafları olan kediler onun bu hastalıkla baş etme sürecinde ilk başvurduğu çözümdü.
Eve kedi alarak başladı bu kedili yolculuk. Karısını mutlu etme isteğiyle… Tek kediyle sınırlı da kalmadı üstelik. Zamanla kedileri resmetmeye başladı Wain. Karısını güldüreceğini düşünüyordu ve öyle de oldu. Karısını güldürmeyi başarıyordu resimlerle.
Kedileri ve insana özgü hareketleri harmanlayıp tablolara yansıtıyordu. Wain, karısıyla mutluluk tabloları arasında yaşarken meme kanserine daha fazla direnemeyen eşi vefat etti. Wain, bir anda kendini kedilerle baş başa buldu.
Bu yıllarda I. Dünya Savaşı başladı ve savaş yüzünden yoksulluk, eşinin ölümü yüzünden yoksunluk Wain için çok zor bir dönemi başlattı.
Wain evdeki kedileriyle ve tabloya döktükleriyle baş başaydı ancak eşinin ölümünün açtığı boşluğun yaratacağı asıl travma biraz zaman sonra kendini gösterecekti. Ölüm ve yalnızlığın yol açtığı depresyon, sonu gelmez bir psikoz dönemine soktu sanatçıyı.
Bu ağır psikoz dönemi şizofreniye dönüştü ve işte o zaman sanatçının hayatında birtakım değişmeler boy gösterdi.
Eski kedi çizimlerinde gülen, yürüyen, sarılan, sevimli kediler yerine, tüyleri diken diken, gözleri açılmış ve dikkat çekici renkler kullanılan kediler yansıdı tablolarına.
İnsan hareketleri verilen eski kedi tablolarında kediler kıyafet giyer, kahve içer, yürüyüşe çıkar, arkadaşlarıyla buluşurdu. Şizofreni sonrası dönemde ise kedilerin yüzlerine ve tüylerine vermişti ağırlığı sanatçı.
Kedilerin gözleri değişti belki de en çok. Sevecen kedi yüzleri yerini kaygılı kedi gözlerine, panikleyen kedi gözlerine ve sonrasında öfkeli kedi gözlerine bıraktı. Karısının ölümüne olan öfkeyi bu şekilde mi yansıtıyordu acaba sanatçımız?
57 yaşından sonra, Louis Wain eserlerine gösterilen ilgi çoğaldı. Kedili kartpostalları Victoria Dönemi’nde oldukça popüler oldu. Ancak Wain, şizofreninin tutsağıyken tuhaf davranışlar sergiliyordu ve bu yüzden akıl hastanesine yatırıldı.
Dönemin başbakanı, Wain’e bir fon açtı ve sanatını daha iyi icra etmesi için elinden geleni yaptı. Wain’in canlı kedi tabloları ise bu dönem sonrası artış gösterdi. Fantastik denilebilecek kediler çıktı ortaya. Büyük gözlü ve fantastik kediler.
Kız kardeşinin de akıl hastanesine yatırılmasıyla Wain’in hastalığının alakası var mıdır bilinmez ama, hem o olayın hem de karısının öfkesini ve bilinçdışı akışını tablolara yansıttı Wain. Kedi çizimleri bir süre sonra belli belirsiz kedilere dönüştü.
Tablolarında dikkat ettiği şey detaylar ve fraktallar oldu. Sona doğru yaptığı tablolarında kedi çerçevesinde ancak açıkça görünmeyen kedi figürleriyle karşı karşıyayız.
Wain artık tablolarına salt kedileri değil kaleydoskopik çizimlerini yansıttı. Şizofreni, kedileri fraktallara dönüştürdü ve bir sanatçıyı böyle etkiledi.
İlk bakışta, değişimin kademe kademe oluşu insanı çok ürpertmese de ilk eserleri ve son eserleri arasındaki fark gerçekten etkileyici. Sanatçının tepki yansıtma aracı olan kediler, bilinçdışından böyle aktı.