Dolar 39,1836
Euro 44,7933
Altın 4.249,19
BİST 9.008,87
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
25°C
Parçalı Bulutlu
Sal 28°C
Çar 30°C
Per 30°C
Cum 28°C

Kılıçdaroğlu: “Gelsinler, şimdi seçim yapsınlar”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu: “Gelsinler, şimdi seçim yapsınlar”
21 Temmuz 2023
A+
A-

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.
CHP Kurultayı’nın yerel seçimlerden önce yapılması gerektiğinu vurgulayan Kılıçdaroğlu, 14 ve 28 Mayıs seçimleriyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanamamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz. Biz sıradan bir seçim yapmadık. Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bu ahlaki midir, değil midir? Bir seçimin ahlâki, yasal, hukuk temelleri üzerine inşa edilmesi lazım.
Kılıçdaroğlu’nun sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkan başlıklar:
“Zaman içinde partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Tüzüğü alacağız. Yeni kurallar getirmenin partide var olan aksaklıklarını gidermenin, üyelerin, milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım. Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Şu anda mahalle delege seçimleri yapılıyor. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor. Çok güçlü bir altkültürümüz var.
“BEN HİÇBİR DELEGEYE TELEFON AÇMAM”
Kurultay yapıyorsunuz. Biz hukukun üstünlüğüne inanan partiyiz. Dün kurulan bir parti değiliz. Geçmişte nasıl genel başkanlar değişti ise yine genel başkanlar değişir. Örneğin ben hiçbir delegeye ‘bana oy verin’ diye telefon açmam. Bunu dediğiniz an genel başkanlık yapamazsınız. Biz gelenekleri, kurumları olan bir partiyiz. Sıradan bir parti değiliz. Genel başkan elbette ki değişir. Benim genel başkan olduğum dönemde de genel başkan adayları çıktı, demokratik yarıştık. Bunların olması demokrasinin gereğidir.
“KURULTAY SEÇİM ÖNCESİ YAPILMALI”
Geçen yerel seçimlerde başarı kaydetmedik mi? Belli ki başarı elde ediyoruz. Niye her seçimde yenilgi? Yerel seçimlerde başarı elde ettik. 11 büyükşehir belediyesi CHP tarafından yönetiliyor. Bunu yenilgi olarak anlatıyorlar. Eleştiriye hep saygım vardır. Seçimi kazanırsınız, kazanmazsınız ayrı bir şey. Biz bakarız, kendi içimizde hesaplaşırız, oturur tartışırız. ‘Neden kazanamıdık’ masaya yatırırız. Hangi koşullarda kazandık, bunu masaya yatırırız. Ben şunu söyledim; bu geminin kaptanı ben miyim? Kaptan gemiyi dalgalı ortamda denize bırakmaz. Sağlam limana yanaştırır. O liman kurultaydır. PM karar verecek ‘şu tarihte kurultay olsun’ diyecek. Benim yaklaşımım yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.
“KİMSE SÜRECİN ÜSTÜNE GÖLGE DÜŞÜREMEZ”
Arkadaşlar ‘ben genel başkan olacağım’ derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insalar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez. İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM’ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir. Biz ayrıca bütün illere ikişer milletvekili gönderdik. CHP’de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM’de MYK’yı veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem. Onlara bu esnekliği sağlarım. Onu da örgütümüz gayet iyi bilir.
“DEMOKRATİK ÖLÇÜDE BİR SEÇİM OLMADI”
Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bu ahlaki midir, değil midir? Bir seçimin ahlâki, yasal, hukuk temelleri üzerine inşa edilmesi lazım. Bir seçimde sahtekârlık yapılıyorsa ve seçim meydanında gösteriliyorsa. Başta Yeni Şafak gazetesinin yaptığı gazetecilik midir, ahlâk mıdır? Daha sonra Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi. Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu?
“25 MİLYON İNSANIN OYUNU ALDIK”
Biz devletin kullandığı bütün imkanlara, yapılan sahtekârlıklara rağmen 25 milyon insanın oyunu aldık. 25 milyon insanın kullandığı oyu yenilgi olarak tanımlayamazsınızç. 25 milyon insan insan haklarından, demokrasiden yana oyunu kullanıyorsa demek ki orada bir umut vardır. Tabii ki başarı iktidar olmaktır. Demokratik olmayan ortam içinde seçim yapıldı, insan haklarına aykırı uygulamalar yapıldı. Devletin imkanları, parası ve bürokrasisi kullanıldı. Devletin 25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi? Siz kalkıp da CHP gibi partiyi, kurtuluş savaşı veren partiyi nasıl terörle bir araya getirirsiniz. Bunun ahlakla bir ilgisi var mı?
“ÇADIR MAHKEMELERİNİ BEN Mİ KURDUM?”
Kandil’den yapılan açıklamada ‘Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum’ dendiğinde Erdoğan’ın işine yarar değil mi? Erdoğan’ın Kandil’le bir ilgisi yok muydu? Cumhuriyeti kuran parti terör örgütü ile yanyana getirilir mi? Terör örgütünün saldırısına uğrayan genel başkan nasıl terör örgütü ile yanyana getirilir. Çadır mahkemeleri kuran ben değilim. Erdoğan ‘montaj. montaj’ diye itiraf etti. Bir parti terör örgütüne ‘sizin desteğinizi istemiyoruz’ diye bir şey söyler mi? Muhatap alır mı? Terör örgütü izmi daha fazla zikredilsin diye yapar. Bütün terör örgütlerine karşıyız biz. Terör bir insanlık suçudur. Terör örgütü ile yanyana gelemezsiniz. Yanyana olan suçlanan biziz. Saldırıya uğrayan biz yine suçlanan biziz. Devletin bütün imkanları, parası kullanıldı, gayet iyi biliyoruz. Yüzde 48 oy olmamaz çok güzel bir şey otoriter yönetimde ve bütün olumsuz koşullara rağmen.
“BİZİM BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ DEMOKRASİDİR”
Avrupa Parlamentosu’nda ‘dünyanın bütün demokratları birleşin’ diye çağrı yaptım. Önce demokrasinin, insan haklarının gelmesi lazım. Hapishaneler tıka basa dolu. Açlık var. Adalet arayan insanlara her türlü adaletsizlik yapılıyor. Önceliğimiz demokrasiyi getirmek. 6 liderin bir araya gelmesinin temel hedefi bu zaten. Şeffaf ve adaletli toplumu yeniden inşa etmek. Biz elbette sosyal demokrat bir partiyiz. Emekten, alınterinden yanayız. Gelir dağılımın eşit olmasından, vergilerin adaletli olmasından yanayız. Seçim ittifakıydı. Seçim bitti, liderler olarak zaman zaman konuşuyoruz tabi.
“PARTİ TÜZÜĞÜNÜ DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Parti yönetiminde yüzde 20 gençlik kotası var. Milletvekilleri olarak özel bir kotamız yok. Parti tüzüğünde düzenleme yaparsak gençlik, cinsiyet kotası gibi. O zaman doğal olarak yer alacaktır. Uzun süreli parlamentoda bulunmanın bir yararı yok. Bir süre sonra heyecanınızı kaybediyorsunuz. 3 dönem, 2 dönem olabilir. Şu anda parti tüzüğünde yapılacak değişikliklerle ilgili bir sayfa açıldı. Oraya örgütlerden görüşler geliyor. O görüşler yoğunluklu olarak ne olsun derlerse o düzenlemeleri yapacağız. Kurultayda parti tüzüğünü değiştireceğiz.
“BU TOPLANTI ETİK OLARAK RAHATSIZ EDİCİ”
(İmamoğlu’nun gizli toplantısına ilişkin) Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil partiyi ilgilendiren konu. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar var. Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herke AK Parti’yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti’de olsa suç. Adamı llinç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sevketmeyi düşünmüyorum. Ekrem İmamoğlu Bey’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.
“TEKRARLANDIĞINDA GEREĞİNİ YAPARIM”
Zaman zaman bu tür olaylar olur; kriz olarak görmeyiz. Su mecraını bulur. Buradaki temel sorun şu.Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorkan CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.
TANJU ÖZCAN’IN İHRAÇ EDİLMESİ…
Beni değiştirecek olan kurultay. Ben nasıl kendi kendimi değiştireyim? Bir partinin genel başkanını kurultay belirler. 100 yıldır bu böyle. Kendi kendimi genel başkanlığını bitirmem doğru değil. Bir partiyi yönetiyorsunuz. Kurallarına göre ilkelerine göre yöneteceksiniz. Partinin tüzüğü. hukuku, gelenekleri vardır. Tanju Özcan’ı parti yönetim kurulu yüksek disiplin kuruluna sevk etti. Yüksek Disiplin Kurulu 1 yıl süreyle ihraç ediyorum dedi. Tanju Özcan’a kişisel olarak kırgınlığım yok ama parti olarak yapılan yanlış.
SEÇİM GECESİ ‘KAZANDIK’ İFADESİ
Basın toplantısına girdiğimizde salon doluydu. Masanın etrafına toplanmış vaziyetteyiz. Sayın İmamoğlu, sayın Yavaş oradaydı. Faik Bey ilk açıklamayı yapmıştı. Sonra sayın Yavaş ve İmamoğlu açıklamaları yapası yönünde görüş belirlendi. Aşağı yukarı ortak karardı bu. İlk gelen veriler öyleydi, açıklamaları yanlış bulmuyorum. Kamuoyuna o çerçevede açıklandı.
“HİÇBİR ZAMAN ‘BEN ADAYIM’ DEMEDİM, DEMEM”
Biz tek adam partisi değiliz. Toplum öyle bir hale geldi ki, demokratik bir ortamı bile kaos olarak görmeye başladı. İnsanlar genel başkanlarını eleştirebilir, ne var bunda? Karşı tarafa bakıyorlar orada tek adam rejimi var. Neden siz öyle yapmıyorsunuz diyorlar. Biz düşünce özgürlüğünü savunuyoruz. Cumhuriyeti kuran partiyiz. Bizi hiçbir vatandaşımız diğer partiler gibi değerlendirmesin. Hiçbir zaman ‘ben adayım demedim’. O günün koşullarda aday olmam istendi. İmzalar yapıldı aday oldum. Ben kimseye gidip ‘Beni aday gösterin’ demem, diyemem. Ahlâkıma, partinin geleneklerine uygun değilim. Başka bir genel başkan adayı çıkarsa, partinin iyi yönetileceğinden, gelenekleri derinleştireceğinden, demokrasi kültürü geliştireceğinden, eleştirilere saygıyla bakacağından emin olunursa öyle bir aday çıkarsa elbette saygı duyarım.
“YENİ ŞAFAK KEŞKTE BENİMLE RÖPORTAJ YAPSA”
Yeni Şafak’ta köşe yazarlarına şunu sormalı, ‘bu gazete neden sahte videolar yayınlıyor, neden gelip de Kemal Kılıçdaroğlu ile röportaj yapmıyor’. O zaman gelip benimle konuşurlarsa neden bu sahtekârlığı yaptığı sorma şansım olacak. Keşke gelseler. Bunları sorarım. Devletten nasıl nemalandıklarını da onlara sorarım.
“YEREL SEÇİMLERİ BİZ KAZANACAĞIZ”
Seçimde kuralları bozan birisi vardı. Yerel seçimler farklı. Onun kendi iç dinamikleri var. O dinamikler içinde yürüyeceğiz. Sayın Akşener’i telefonda kutlamıştım, kongrelerini yapmışlardı. Sonra kendisine nezaket ziyareti yaptım. Karşılıklı kahvelerimizi, çaylarımızı içtik. Nezaket ziyaretiydi. Hiç siyaset konuşulmadı desek doğru değil. Siyaset, ekonomi konuşuldu. Düşüncelerimizi karşılıklı aktardık. Yerel seçim süreci başlayınca birlikte mi olur, ayrı ayrı mı olur, bakılır. Sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş başarılı. Onların yeniden aday olmalarını isterim. Yerel seçimlerde halk kendi ittifak yapar. Hangi belediye başkanı başarılıysa gider oyunu verir. Uşaklı bilmiyor mu hangi belediye başkanı daha iyidir diye örneğin. İzmir, Rize’de yapacağınız yerel seçimde belediye başkanını aşağı yukarı herkes tanır. Karamanlı kim daha niteliklidir iyi bilir.
Yerel seçimleri kazanacağız. Hiç endişe etmeyin. Genel seçimlerde yalanlar, sahtekarlıklar, ahlaksızlıklar vardı. Bunlar olmasaydı biz kazanıyorduk zaten. Devletin bakanları devletin imkanlarıyla meydan meydan gezip aleyhimize konuşuyorsa, sahte videolar yapılıyorsa, devletin televizyonu bunu günlerce yayınlıyorsa Allah aşkına söyler misiniz bu ahlâklı bir şey mi? Bu seçimde oyu 35’e düştü. Birinci turda kazandı mı? Niye bunu tartışmıyoruz? Yüzde 49’lardan niye yüzde 35’e düştü? Erdoğan için bu başarı mı?
“ÖRGÜTLERİMİZ DAHA İYİ ÇALIŞMALI”
Örgütlerin daha dinamik çalışmalarını ve daha iyi denetlemek istiyorum. Partinin yaptığı açıklamalar, yayınladığı genelgeler, yatılar, genel başkanın yaptığı konuşmalar örgüt tarafından ne kadar içselleştiriyor, topluma ne kadar yansıtılıyor? Bizim bu çalışmayı yapmamız lazım.
“İMAMOĞLU İLE O TOPLANTIYI KONUŞMAM”
Normal yasalara göre bir seçim yapılacak. Adaylar kendi aralarında yarışacak, birisi İstanbul İl Başkanı olacak. Ağustos sonu Eylül başı olabilir. Takvimi tam bilemiyorum. Yasanın öngördüğü zaman dilimine uymak zorundayız. Parti Meclisi’ni 2 ayda bir topluyoruz. PM’den teklif geldi ayda bir toplanmak üzere. Biz de öyle yapalım dedik. Belediye başkanlarıyla toplanacağız. Tanju Bey’in geleceğini sanmıyorum. Sayın İmamoğlu ile ilgili zoom toplantısına girmek istemem. Kendisi açarsa ayrı tabi.
“BU ZAMLARI NİÇİN YAPIYORLAR?”
Biz gelseydik kesinlikle devlette israfı önleme genelgesi çıkarırdık. Saray dediğiniz ayrı bir dünya. Orada milyarlar gidiyor. Öyle 4-5 yerden maaş alacaksın, krallar gibi yaşayacaksın. Öyle dolar bazında ihale alacaksın, bunları bitirecektik. Milletin sırtına vuracağınıza alacaksan 5’li çeteden al. Osmangazi Köprüsü maliyet 1 milyar 200 milyon dolar. 7 yılda bu köprüye 4 milyar 600 milyon dolar para ödendi. 2035’e kadar ödeyeceğiz. Bu bir soygun değil mi? Zamlar niye yapılıyor? Bu soygunculara para bulmak için yapılıyor. Vatandaştan alınıyor. 85 milyon insan bir avuç insana çalışıyor. Neden oluyor bu? Niçin yapıyorlar bu zammı? Burada adalet, hak, hukuk, devlet yönetimi anlayışı var mı? Sarayın iradesi teslim alınmıştır. Dışarıdaki güçler de Erdoğan’ı teslim almıştır. Erdoğan artık uluslararası çevrelerin kullandığı, yönettiği bir kişidir. Artık yönetmiyor, yönetiliyor.
“İKTİDAR VE MUHALEFET ORTAK HAREKET ETMELİ”
Biz öteden beri Türkiye’nin güvenliği açısından devletimizi düşünürüz. Bizim için önce Türk devletinin güvenliği gelir. Kur’an’ı yakıyor. ‘Kur’an yakana izin vermem’ dedi. Oraya gidince ne dedi? BAE’ye Yeni Şafak ‘şerefsizler’ diye manşet attı. Bir Cumhurbaşkanı şerefsiz dediğiyle görüşür mü? Türkiye’nin dış politikada barış eksenli, ülkenin çıkarları korunarak dış politika izlenmesi gerektiğini söyledim. İktidar ve muhalefetin ortak hareket etmesi gerektiğini söyledim. Erdoğan ‘ben dış politikayı istediğim gibi yönetirim’ dedi. Bu ülkenin itibarını yerle bir etmeye ne hakkın var. Yazık günah değil mi bu devlete. Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız, millete çektirdiğine bak! Dolar, Avro almış başını gidiyor. Hani milli para bizim itibarımızdı? Dün siyah dediğine bugün beyaz diyorsun. Kim sana inanacak? Bu ülkede satmadığı ne kaldı?
“GELSİNLER ŞİMDİ SEÇİM YAPSINLAR”
Bu kadar zam yaptı? Kime yarıyor? Esnafa, çiftçiye, emekliye, sanayiciye yarıyor mu? Dolarla ihale alanların keyfine yarıyor. Dolarla fiyat garantisi verenlerin işine geliyor. Devlete dolarla borç verin oradan gelir alanların işine yarıyor. Yurt dışından kredi çekip de devletin Hazinesini ona garanti edenlerin işine yarıyor. Şu anda iki Türkiye var. Bir sarayın Türkiyesi, iki vatandaşın Türkiyesi. Milletin Türkiyesine zam üstüne zam gelir. Vatandaşın Türkiyesi bir avuç sarayın Türkiyesine çalışıyor. Vatandaş devletin güvenliğine oy verdi. Yalan kurgulu videolarla ‘Türkiye elden gidiyor, oy verirseniz terör örgütüyle bunlar yanyana olacak’ dediler. Gelsin şimdi seçim yapsınlar. Devleti tehlikeye sokan adam bizi devletin karşısına koydu. Niye gübre, soğan, mercimek, nohut, et, canlı hayvan ithal ediyoruz? Bunları niye biz üretmiyoruz. Toprağı niye küstürdünüz? Biz bunları konuşmak isterdik.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.