Marmara denizanası istilasına uğradı! Uzmanlar uyarıyor
Marmara Denizi’nin Kuruçeşme, Sarıyer ve Beykoz kıyılarında binlerce denizanasının sıkça görülmesi, denizdeki aşırı kirliliğin bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu durumu Marmara Denizi için depremden sonra karşılaşılabilecek en büyük ikinci tehlike olarak değerlendiriyorlar.

Marmara Denizi’nde uzun yıllardır var olan ve önemli bir sorun olan ay denizanalarının, Atlantik Okyanusu’ndan göç eden istilacı bir tür olduğu ve son zamanlarda tekrar sıklıkla görülmeye başlandığı belirtiliyor.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, İstanbul’un Sarıyer, Beykoz ve Kuruçeşme gibi bölgelerinde binlerce denizanasının net bir şekilde görülebildiğini tespit etti. Dr. Kesici, denizanalarının derhal temizlenmesi için 24 saat esasına dayalı bir çalışmanın yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Kesici, Marmara Denizi’nin ay denizanalarının işgali altında olduğunu belirterek, bu durumun deprem kadar ciddi ve tehlikeli olduğunu ifade etti. Marmara Denizi’nin kirliliğinin temel nedenlerinden birinin insan faaliyetleri olduğunu belirten Dr. Kesici, denizdeki kirliliğin tarım atıkları, sanayi faaliyetleri ve aşırı avlanmanın etkileriyle arttığını dile getirdi.
Denizdeki kirliliğin, fazla azot ve fosfor gibi besin maddelerinin fitoplankton adı verilen bitkisel mikroskobik organizmaların artmasına neden olduğunu söyleyen Dr. Kesici, bu durumun deniz ekosisteminde dengesizliklere yol açtığını belirtti. Ayrıca, aşırı avlanmanın da denizdeki balık popülasyonlarını azalttığını ve kirliliğin artmasına neden olduğunu dile getirdi.
Dr. Kesici, Marmara Denizi’nin biyolojik istilaya uğradığını ve doğal türlerin azaldığını, istilacı türlerin ise çoğaldığını ifade etti. Bu istilacı türler arasında en tehlikeli olanın ay denizanaları olduğunu belirten Dr. Kesici, bu denizanalarının balık yumurtaları ve larvalarıyla beslendiği için denizdeki balık popülasyonlarını olumsuz etkilediğini söyledi.
Çözüm olarak, denizi kirleten unsurların engellenmesi, balık çeşitliliğinin artırılması, aşırı avlanmanın durdurulması ve denizanalarının toplanması gerektiğini vurgulayan Dr. Kesici, bu önlemlerin alınmadığı takdirde Marmara Denizi’nin ekolojik dengesinin daha da bozulabileceğini belirtti.