Uzmanlar uyarıyor: Cinayet haberleri dikkatli verilmeli
Son günlerde yaşanan cinayet haberlerinin, haberleştirilme biçimi konusunda özellikle sosyal medyada çeşitli eleştiriler yapılıyor. Uzmanlar medyada cinayet haberlerine yer verirken bu konuda çok dikkat edilmesi gerektiğini ve medyanın etki gücünün çok fazla olduğunu vurguluyor. Cinayet haberlerinde haber dili nasıl olmalı? Uzmanlar bu konuda merak edilen soruları yanıtlıyor.

“ÖNEMLİ OLAN ETİK BİLİNÇ ÇERÇEVESİNDE BU OLAYLARA YAKLAŞMAK”
“Cinayet haberlerinde çok problem var” diyen Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan,”Terminolojik olarak dili doğru kullanmak lazım. İnsanları bir suçla damgalamamak, masumiyet karinesine uygun davranmak çok önemli. Medya mahkeme değildir. Bir cinayet olayında maktulü biliyoruz fakat fail için aynı şey söz konusu olmayabilir. Gazeteciler failin kim olduğu konusunda yargıda bulunmamalı, soruşturma ve mahkeme süreçlerini takip etmeli. Terminolojik olarak zanlı, sanık, hükümlü gibi bilinmesi gereken bazı kavramlar mevcut. Zanlı dediğimiz kişi hakkında polis soruşturması yürütülen kişidir, eğer suçu işlediğine ilişkin yeterince delil yoksa dava açılmadan serbest bırakılabilir. Bu süreçte zanlıların kimlikleri özenle korunmalıdır. Sanık, hakkında dava açılan kişidir, suçu işlediğine ilişkin savcının elinde bulgular vardır. Bu aşamada bile kişi masumiyet karinesinden yararlanır, ismi açıklansa bile sanık olduğu haberde vurgulanır. Cinayet haberlerinde maktulün yakınlarının da dikkate alınması lazım. Maktulün yakınlarını, ailesini, çocuklarını üzecek, onlarda travma yaratacak fotoğrafların, özellikle de cinayeti gösteren kanlı fotoğrafların, videoların kullanılmaması gerekir. Daha çok uzaktan çekilmiş fotoğraflar tercih edilmelidir. Haber diline azami ölçüde dikkat edilmelidir. Cinayet haberlerinin nasıl yapılması gerektiği konusunda deneyimlerden oluşmuş bir birikim var. Aslında önemli olan etik bilinç çerçevesinde bu olaylara yaklaşmak. Etik ilkelere uygun haber yapıldığı takdirde medya cinayetleri daha doğru biçimde aktarabilir” uyarısında bulunuyor.
“VAHŞİ BİR CİNAYETİ SIRADANLAŞTIRDIĞINIZIN FARKINDA MISINIZ?”
Antalya’da 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu cinayetinde kullanılan haber dilini eleştiren ve bu konuyla ilgili bir eleştiri yazısı kaleme alan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Azra Gülendam Haytaoğlu adlı genç kadının Antalya’da bir erkek tarafından nasıl öldürüldüğüne dair ayrıntılar yayımlanmıştı orada burada. Ne kadar soğukkanlı olmaya çalışırsam çalışayım, yüreğim sıkışmadan, içime büyük bir ağırlık çökmeden okumam pek mümkün olamadı. Gazeteci olmam, neden böyle yazıldığını anlamak için incelemem gerektiğini düşünmem bile sakin bir halde okumamı sağlayamadı bu cinayetle ilgili yazılanları” diyor.
Kullanılan haber dilinin ayrıntılı bir şekilde anlatılmasının yanlış olduğunun altını çizen ve bu durumun haberleri okuyan sağlıklı insanlarda travma yaratabileceğini belirten Bildirici,” Azra Gülendam Haytaoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili haberlerin asıl büyük yanlışı, cinayete ilişkin vahşi ayrıntıların pornografik bir dille anlatılması. Pornografik diyorum çünkü haberlerde katilin kullandığı bıçağın özelliklerinden genç kadının vücudunu nasıl parçaladığına kadar ayrıntılar anlatılıyor. Cinayeti bu kadar ayrıntılarla, pornografik bir dille anlatmak, asıl üzerinde durulması gereken şiddeti ve kanlı vahşeti görünmez kılıyor. Böylece cinayetin işleniş biçimi, o aktarılan ayrıntıların hepsi sıradan hale geliyor. Sıradanlaştırınca da potansiyel saldırganlara da yol yöntem gösterilmiş, onların gözünde böyle saldırıların “yapılabilirliği” somutlanmış oluyor. Dahası bu haberleri okuyan sağlıklı insanlarda, genç kadınlarda yaratacağı travmatik etkiyi de düşünmek gerek. Haberlerde insanlara “korku filmi” izletmeye hakkımız yok. İnsanlar kendi tercihleriyle korku filmi izleyebilir ama orası sinema. Üstelik cinayet haberlerinde bu “pornografik” ayrıntılar olmasa haber değerinden bir şey kaybetmez. O görüntü ve ayrıntıların yayımlanmasında herhangi bir kamu yararı olduğu ya da okurların haberlerde o ayrıntıları merak ettiği, beklediği söylenemez. Tecavüz ya da tacize uğrayan, şiddet gören kadınlara yaşadıkları saldırıyı gereksiz ayrıntılarla anlattırarak, travmayı artırıcı etkide bulunmamalı, haberleri bu ayrıntılarla şiddet pornosuna dönüştürmemeliyiz” diyor.