Dolar 32,3620
Euro 34,9560
Altın 2.324,87
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Uzmanlardan uyarı: sel ve heyelanlar artacak

Karadeniz Bölgesi’nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle azalan yağışlar, dere yatakları ve içme suyu kaynaklarının kurumasına yol açtı. Uzmanlar, yağış rejimi düzensizleşen bölgede ani sel ve heyelan riskinin artacağını belirterek, tarım arazilerine köklü ağaçlar dikilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Uzmanlardan uyarı: sel ve heyelanlar artacak
30 Ekim 2020
A+
A-

“TARIM ARAZİLERİNE KÖKLÜ AĞAÇLAR DİKİLMELİ”

Karadeniz Bölgesi’nde son aylarda azalan yağışlar, kuraklık tehlikesini de beraberinde getirdi. Bölgedeki baraj ve göllerde su seviyeleri düştü, içme suyu kaynakları azaldı. Küresel iklim değişikliği bağlı yağış rejimi de değişen bölgede ani sel ve heyelan riski arttı. Tarım arazilerine köklü ağaçlar dikilmesini isteyen uzmanlar, çay ve fındık bahçelerinde bu uygulamanın yapılmasının riskleri önleyeceğini belirtiyor. Uzmanlar yine çay ekiminde teras uygulamasından kaçınılmasını önerirken, dere yatakları kıvrımlarının istinat duvarlarıyla kapatılmaması ve yapı inşa edilmemesi uyarılarında bulunuyor.

‘DAHA FAZLA SEL VE HEYELAN BEKLİYORUZ’

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, küresel iklim değişikliğinin etkilerini tahmin etmeye yönelik çeşitli modelleme çalışmaları yapıldığını belirterek, “Buna göre bölgede 200 ile 400 milimetre arasında yağış artışı öngörülüyor. Bölgemizdeki meteoroloji istasyonlarının yağış verilerine göre, son yıllarda yağışta artış eğilimi var. Tespitlerimizde hafif bir yükseliş eğilimi gözüküyor. Çoğu zaman şiddetli yağışlarda ve yağış anomalilerinde artış oluyor. Bu da beraberinde sel ve heyelanları getiriyor. Bölgemizde iklim değişikliğiyle beraber daha fazla sel ve heyelan bekliyoruz. Bunun ciddi şekilde ele alınarak tedbir getirilmesi gerekiyor” dedi.

‘YOL KENARINDAKİ SULARI DÜZENLİ DRENE ETMEMİZ GEREKİYOR’

Şiddetli yağışlar sonucu oluşan heyelanların en fazla çay ve fındık bahçelerinde yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Tüfekçioğlu, “Heyelan görülen bu yerlerde yol kenarındaki suları düzenli şekilde drene etmemiz gerek. Yol suları bahçenin kopup heyelanla gitmesine neden oluyor. Bahçelerin içinde derin kök yapan elma, armut, kızılağaç gibi ağaçlar yamacın tutulmasını destekliyor. Bunlar bahçelerde mutlaka olmalı. Çay bitkisi dikey kök geliştirir, yatay kökü fazla yok. Yine çay dikiminden önce yapılan teraslama da suyun toprağa girişini artırdığı için heyelanı tetikler” diye konuştu.

‘DERE YATAKLARI DARALTILMAMALI’

Prof. Dr. Tüfekçioğlu, dere yataklarının istinat duvarıyla daraltılarak kıvrımlarının yok edilmesinin sel riskini artırdığını belirterek, “Yatak geniş olunca su yayılıyor ve hızı düşüyor. Hızı düşünce de derinliği ve taşıma kapasitesi azalıyor. Bu da sel riskini düşürüyor. Yine derelerin kıvrımları, taşınan malzemeyi havzanın üst kesimlerinde tutuyor. Dere kıvrımları yok edilirse taşınan malzeme denize yakın alanlarda derenin önünü tıkayarak yerleşim yerlerini sel basmasına neden olur. Yine yollar denizle dere arasında set gibi durmamalı. Yeni yapılan yolların altında alternatif su geçişleri sağlanmalı. Sahile yakın yerleşim yerlerinde de 2 metrelik su basman katları olmalı” dedi

‘DERE, YATAĞINI ENİNDE SONUNDA GERİ ALIR’

Dere yataklarındaki yapılaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, “Birçok yerde yerleşimler dere yatağında. Dere, yatağını eninde sonunda geri alır. Dere yatağındaki yerleşimlerin bir an önce kaldırılması gerekiyor. Zaten her selde de bunu görüyoruz, birçok can kaybına neden oluyor. Zaten şu anda belirli bir yükselme var. Denize sıfır yerleşimlerde deniz seviyesi yükseldiği zaman risk oluşacaktır. Yerleşimin olabildiğince denizden yaklaşık 200 metre yüksek rakımlara doğru kayması veya bu bölgelerin özendirilmesi doğru olur” ifadelerinde bulundu.

ETİKETLER: , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.